Adım Hatice. 18 yaşındayım. 4 kardeştik, en ufakları bendim. Annem babam ve 2 kardeşim tarlaya giderken, Traktörün su kanalına devrilmesi neticeyi ölüm etmişti. O zaman 14 yaşındaydım. İzmitte çalışan Dayım evvel beni yanına aldı, sonra o ortamda bir köyde oturan ve yalnız yaşayan Mehmet Beyin yanına dayanakçı olarak yerleştridi. Zira Dayımın da 5 çocuğu vardı ve Yengem somurtkanlık yapıp duruyordu. Mehmet Bey 55 yaşındaydı ve genç emekli olmuştu. İzmirde Subay olan bir çocuğu vardı. Mehmet Beyin oturduğu ev bahçe içinde, köyden oldukça uzakta, orman yakınında, 2 katlı, ufak bir yüzme havuzu da olan bir Villaydı. Ben elimden geldiği kadar ev, yemek işlerinde dayanakçı oluyor, ona bir nevi evlatlık yapıyordum. O da benim bir dediğimi iki etmez, çocuğu sayardı.
Mehmet Beyin yanına geldiğimden beri tüm giyim kuşamım, saçlarımın biçimi değişmiş, 1 senede çağdaş bir kız olup çıkmıştım. 15 yaşıma geldiğimde artık ergenlik çağıma girmiş, göğüslerim gelişmeye, kalçalarım şekillenmeye başlamıştı. Bir gün alışverişe çıktığımızda Mehmet Beye utana sıkıla Südyen almam gerektiğini söyledim. Mehmet Bey de beni bir içgiyim mağazasına götürerek, “Ne istiyorsan al.” dedi. 4-5 tane Südyen hoşlanmıştım. Mehmet Bey de sevdiklerimin hepsini ve extradan kendi sevdiği bir ekip almıştı. Siyah, tamamen dantelden oluşan bir ekipti. Azıcık utanmıştım ama çok sevinmiştim. Südyen takmaya başladığımdan beri hep aynada kendimi izlemeye bayılıyordum. Cinsel güdülerim başlamış, geceleri azıcık güç yatar hale gelmiştim. Ve bir gece, o zamana kadar dikkat etmediğim bir şeye tanık oldum: Mehmet beyin banyoya girdiğini duydum, azıcık sonra banyodan ‘Şak Şak Şak… ’ sesleriyle karmaşık inlemeler Oh ’lamalar gelince, merak ettim banyonun kapısına gittim…
Kapının deliğinden saklıca baktığımda, Mehmet Bey kendi kendini tatmin ediyordu. İlk defa bir erişkin erkeğin sikini görmüştüm. Mehmet beyin avucunun içine sığmayan, ucu neredeyse morarmış, damarları şişmiş sikini sıvazlarken gördüğümde içim bir eksantrik olmuş, içgüdüsel olarak elim amıma gitmişti. Mehmet Bey anlamasın diye hemen odama döndüm. Yatağıma girince ben de amımı ovalamaya, okşamaya başladım. Amımı okşadıkça içim daha da eksantrik oldu ve daha evvel hiç tatmadığım bir zevk her yanımı sarmış, ateş basmıştı. Amım sulanmaya başlamış, parmaklarımı içine sokasım gelmişti. Fakat sokmadım, amımı yalnızca dört parmağımla bastıra bastıra okşuyordum. Amımdan birden sanki şelale gibi sular gelmiş ve apışaram vıcık vıcık olmuştu. O geceden sonra, hemen hemen her gece, saklıca Mehmet beyin kendini tatmin etmesini izlemek, onun sikini görmek, sonra da yatağıma girip kendimi tatmin etmek benim için kaçınılmaz olmuştu…
Günler böyle geçti, 16 yaşıma yanaştım. Yaz ayları gelmişti, artık havuza girmeye başlamıştık. Ufak bir havuzdu 15-20 metrekare filandı. Havuzda Mehmet Beyle yüzer, top oynar, daldırmaca yapardık. Mehmet Bey bazen arkamdan gelip, beni koltuk altımdan tutarak kaldırır suya atar, yada omuzlarımdan bastırıp suya daldırırdı. Havuzda oynaşırken, öğrenerek kalçalarımı Mehmet Beyin önüne yapıştırırdım. gençden böyle birgün kalçalarımı yapıştırdığımda sikinin serleştiğini farkettim, fakat hiç aldırmadan devam ettim. Zira o sertleşmiş sikini arkamda sezdikçe içimde büyük zevk şelaleri akıyordu. Kalçalarımı öğrenerek önüne yapıştırdığımı Mehmet bey de farketmişti, ama hiç tepki vermiyordu. Ama kafama koymuştum birkere, artık ben o siki yemek istiyordum…
Bu arada Doğumgünüm de gelmişti. Mehmet Beyle çarşıya çıktık, bana hediye alacaktı. İzmite inmiştik. Pastaneden hoş bir Doğumgünü pastası aldık. Sonra bana, “Hediye ne alayım?” diye sorduğunda, hiç kararsız etmeden “İç çamaşırı istiyorum! İç çamaşırlarını çok seviyorum!” dedim. Mağazaya girdiğimizde, bu sefer Mehmet Beyle beraber seçtik. gençden aynı siyah renkte, tamamen dantelden oluşan, Baby Doll ’ü bir ekip seçtik. Nekadar çok sevindiğimi anlatamam. Eve döndüğümüzde akşam olmuş, hava kararmıştı. Evvel Pastayı yedik. Saat 8 ortamı Mehmet Bey mangalı yakıp köfteleri pişirirken ben de sofrayı hazırladım. Köfte ve etler pişmişti. Mehmet Bey içeriden bir şişe kırmızı şarap getirdi ve ilk defa bana da bardak doldurdu. “Hadi bakalım Doğumgünün gururuna!” diyerek içmeye başladık. Tabi ben birinci bardaktan sonra çakır sevinç oldum. Yemeğimizi tamamlamıştık. Ormanın serinliği de gelince içeri geçtik, Şarap içmeye içerde devam ettik…
Okadar sevinçliydim ki, kaç bardak içtiğimi saymıyordum dahi. Ama yalnızca benim değil, Mehmet Beyin kafası da çakır olmuştu. İkimiz de çok sevinçliydik. Mehmet Bey bir şişe Şarap daha açtı, onu da yarıladık. Mehmet Beye Doğumgünüm için aldığı hediyeye teşekkür ettim. Mehmet Bey de, “Hoşlandığına sevindim, ben de çok mutlu oldum!” deyince, ben, “Hemen geliyorum!” diyerek odama gittim. genç aldığımız iç çamaşırları giydim. Üzerime de Baby Doll ’ü giyip salona döndüm ve TV deki Mankenler gibi, kollarımı yanlara çarak, “Ta Taaaam! Nasıl duruyor üzerimde? Hoş mu?” dedim. Çevremde bir iki kere dönüp, gençden Manken edasıyla Podyumda yürür gibi yürüyerek, koltukta oturan Mehmet Beyin kucağına, bir çocuk edası ile oturdum. Ve boynuna sarılarak yanağı ile dudağı arasına uzunca bir öpücük kondurudum. Kalçalarımla, Mehmet Beyin sikinin yavaş yavaş sertleştiğini sezmeye başlamıştım dahi. “Ee, nasıl olmuş, yakışmış mı?” diye sorduğumda, Mehmet Bey yutkunarak, “Hatice yavrum, bir içim su olmuşsun!” diyebildi. Bu arada siki de iyice kalçalarıma bastırmaya başlamıştı. Siki o kadar sertleşmişti ki, sanki şortunu ve külodumu delecek gibiydi…
O anda birden öpüşmeye başladık. Dudaklarımız birbirine öyle bir yapıştı ki, dillerimiz birbirine dolanıyordu. İkimiz de muhteşem bir şehvet denizine giriverdik. Mehmet Beyin elleri bir anda her yerimdeydi. Ben de elimi onun şortunun içine sokmuş, sertleşmiş sikini anlamış, sıvazlamaya başlamıştım. Mehmet Bey beni kucakladığı gibi kalktı, beni kucağında yatak odasına götürdü. Beni yatağın üzerine yatırarak, bir anda çırıl üryan soyundu. Siki dimdik duruyordu, damarları çıkmış, başı mosmor bir mantar gibiydi. Sonra da beni atayıp, üzerimde ters dönerek dili ile amımı dillemeye başladığında sanki kendimden geçmiştim. Kalçalarımı kaldırıp amımı Mehmet Beyin suratına bastırırken, Mehmet beyin sertleşmiş siki de suratıma, dudaklarıma dokunuyordu. Sikinin başı dudaklarıma dokunduğunda öpmeye dilimle yalamaya başlamıştım. Onun dili bir ara amımdan içeriye girip de, dilini amımın içinde oynattığında, inlemelerim aniden böğürtüye dönüştü. Bir an kasılıp am sularım bir şelale gibi boşalmaya başladı. “içime gir artık nolursun! İçime girrrr!” diye titreyerek dilenmeye başladım.
Mehmet Bey bir anda üzerimde dönerek bir göğsümü ağzının içine alıp emmeye başladı. Bu esnada apış aramda, amımın bütün ağzında sikini hissettim. Bacaklarımı Mehmet Beyin beline dolamaya çalışırken, onun siki de yavaş yavaş kayganlaşan amımdan içeriye girmeye başlamıştı. Gireken zorlanıyordum, ama bir anda yüklenmesi ile, tiz bir çığlık atmam bir oldu. Kızlık çeperim yırtılmış ve sikini köküne kadar almıştım. Bir vakit öylece kaldı. Sonra avaş yavaş girip çıkmaya başladığında içimde volkanlar patlıyordu sanki. Acının yerini muhteşem bir zevk almıştı. Bacaklarımla Mehmet Beyi kendime yapıştırarak, o sikin en derinime kadar girmesini sağlıyordum ki, tekerrür kasılmaya başlamıştım. Amımdan yine sular gelmeye başlamış, iyice kayganlaşmıştım artık. Mehmet Bey süratli süratli gidip kazançken, “Ahhh, Oooohh…” diye inleyerek basıtırıyordu. Ve birden içime birşeylerin fışkırmaya başladığını hissettim. Mehmet Bey de kendini bana kenetlemişti. Amımı kasarak, amımla onun sikini bir vakit sıktım. Bu ne büyük bir zevkti Yaradanım!
Yarım saate yakın o gidişatta yattık. Sonra birlikte duşa girip birbirimizi yıkayarak tekerrür yatakodasına döndük. Çarşaf kan içindeydi, hemen değiştirdim ve birbirimize sarılarak yattık. Sabaha karşı bir kere daha aynı biçimde seviştik ve sikiştik.
Bu böyle 2 yıldır devam ediyor, yaşım 18 ’e geldi, artık karı koca gibiyiz. Bu güne kadar arkamdan hiç yaptırmadım, ama artık arkamdan sikmesine de müsade edeceğim!